-
1 bellek
bellek yitimi Gedächtnisschwund m;belleğe almak EDV speichern -
2 bellek kaybı
1) Gedächtnisschwund m, Gedächtnisverlust m -
3 bellek
1) Gedächtnis ntbir şeyi belleğe geçirmek etw abspeichern -
4 bellek kapasitesi
inform Speicherkapazität f -
5 iç bellek
-
6 rastgele erişimli bellek
inform RAM-Speicher m -
7 sabit bellek
inform Festspeicher m -
8 tampon bellek
inform Pufferspeicher m -
9 iç
iç < içi> (das) Innere; (als) Unterzeug n; Zentrum n einer Stadt; Füllung f; Innen- (Hof usw); Inner-; Binnen-; Inlands-;iç açıcı erquickend; verheißungsvoll;iç açmak froh stimmen;İç Anadolu Inneranatolien n;iç bellek EDV innere(r) Speicher m;iç bulantısı Magengrimmen n;iç bükün GR innere Flexion f; Ablaut m;iç cep Innentasche f;iç ceviz Nusskern(gehäuse n) m;iç çamaşırı Unterwäsche f; Unterhosen f/pl;iç çekmek (auf)seufzen;-i iç etmek fam sich (D) etwas unter den Nagel reißen, einstecken;iç geçirmek tief aufseufzen;iç hastalıkları innere Krankheiten f/pl;iç hat Inlandsverkehr m; Inlandsfluglinie f;iç merkez Erdbebenherd m;iç pazar Binnenmarkt m;iç politika Innenpolitik f;iç savaş Bürgerkrieg m;iç taban Brandsohle f;iç turizm Inlandstourismus m;iç tutmak Fruchtknoten ansetzen;iç türeme GR Sprossvokal m; Sprosskonsonant m;-in içi açılmak unp jemandem wird wieder froh zumute;içi almamak jemandem zuwider sein; jemandem nicht bekommen;içi bayılmak einen Widerwillen haben; fam unp jemandem ist flau;içi bulanmak, z.B. bundan içim bulanıyor mir ist schlecht davon;içi burkuluyor ihr wird das Herz schwer;içi çekmek gern haben wollen (A);içi dar kribbelig, ungeduldig;içim eziliyor mir ist beklommen zumute; mir ist übel;içi geçmiş er ist eingenickt;-in içi geniş unbekümmert;-in -e içi gitmek trachten (nach D), brennen (auf A);-in içi hop etti er wurde ganz aufgeregt;-e içi ısınmak jemandem zugetan sein;içi içine sığmamak seine Begeisterung ( oder Aufregung) nicht verbergen können;-in içi içini yemek sich (ab)quälen;-in içi kan ağlamak zu Tode betrübt sein;-in içi kararmak in Verzweiflung geraten; sich tödlich langweilen;-in içi sıkılmak sich langweilen;-in içi sızlamak betrübt sein;içi tez kribbelig;-in içi yağ bağlamak selig sein; aufatmen;-in içi yanmak sehr durstig sein; fig dursten (nach D); betrübt sein;-in içinde kaybolmak wie verloren wirken (in D); Kleidung viel zu weit sein;-in içinden çıkmak fertig werden (mit D); hervorgehen (aus D);içinden geçmek jemandem in den Sinn kommen;içinden gelmek unp es ist (mir) ein Herzenswunsch;-e içinden gülmek innerlich lachen (über A);içinden konuşmak leise vor sich hin sprechen;içinden okumak still lesen; fam innerlich fluchen;içine almak in sich schließen; Fläche einnehmen;-i içine atmak fig in sich hineinfressen;içine çekmek einatmen; einsaugen; fig kapieren;içine etmek verpfuschen, verpatzen;içine gelmek jemandem in den Sinn kommen;-in içine işlemek jemanden schmerzlich berühren;çok içine çekilmiş ganz in sich zurückgezogen;içine kurt düşmek Argwohn hegen;-in içine sıçmak verpatzen;-i içine sindirmek sich (D) etwas einprägen;içine sindirmek vom Herzen einverstanden sein;içine tükürmek fam verpfuschen, verhunzen;içini açmak sein Herz erleichtern;içini boşaltmak freimütig gestehen; sein Herz erleichtern;içini kurt yemek in ständiger Sorge ( oder Angst) sein;içini çekmek (oder geçirmek) tief aufseufzen;içini dökmek sein Herz öffnen; sich aussprechen;-in içini kemirmek in ständiger Sorge sein;-in içini sıkmak jemandem peinlich sein, jemanden genieren;içini yakmak jemanden sehr betrüben;… -le içini yemek bedrückt sein (von D);içinin yağı erimek jemanden tief erschüttern;içlerinden biri einer von ( oder unter) ihnen;kendi içlerinden aus ihren eigenen Reihen -
10 ilave
ilave [ɑː] Zusatz m, Hinzufügung f; Ergänzung f; TECH Ansatzstück n; Anbau m; zusätzlich; zusätzliche Anlage; Beilage f (zu einer Zeitung);ilave bellek EDV Zusatzspeicher m;ilave etmek hinzufügen, anfügen (-i -e A D);ilave yatak Hotel zusätzliche(s) Bett -
11 salt
salt okunur bellek EDV Nur-Lese-Speicher m (ROM) -
12 varsayımlı
varsayımlı, varsayımsal hypothetisch;EDV varsayımsal bellek virtueller Speicher -
13 varsayımsal
varsayımlı, varsayımsal hypothetisch;EDV varsayımsal bellek virtueller Speicher -
14 dağarcık
dağarcık s -
15 hafıza
-
16 kafa
kafa s\kafa dinlemek abschalten, sich entspannenbirini \kafa kola almak ( fig) jdn auf den Arm nehmen\kafa yormak ( fam) sich den Kopf zerbrechen\kafadan atmak ( fam) erfinden\kafadan kontak olmak ( fam) einen Dachschaden haben\kafanı bir işletsene! denk doch mal scharf nach!\kafası dumanlı ( fam) benebelt\kafası durmak nicht mehr denken könnenbir şeyi \kafasından çıkarmak sich etw aus dem Kopf schlagen\kafasını taştan taşa çarpmak ( fig) (etw) bitter bereuenbirinin \kafasını uçurmak jdm den Kopf abschlagenbir şeyi \kafaya koymak sich etw in den Kopf setzen\kafayı çalıştırmak scharf nachdenken\kafayı çekmek (sl) sich besaufen\kafayı işletmek scharf nachdenken\kafam kazan oldu ( gürültüden) mir brummt der Kopf; ( zihni yorulmak) mir raucht der Kopf, mir brummt der Schädel -
17 zihin
1) Geist mbir şey zihnine nakşolmak ( fig) etw gräbt sich ins Gedächtnis ein
См. также в других словарях:
bellek — is., ği, ruh b. 1) Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz. S. Birsel 2) bl. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek kaybı — is., tıp Bellek yitimi Karısı kocasının bir bellek kaybı krizine tutulduğunu sanmakta olduğunu söylemiştir. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek yitimi — is., tıp 1) Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi 2) Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek daralması — is., tıp Belleğin çevreyi tam ve iyi olarak algılayamaması İnsanın o şehre yabancılaşması, kendisinin bellek daralmasından kaynaklanmaz. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek körlüğü — is., tıp Belleğin çevreyi iyi algılayamaması Bu anlayışsızlık, benim bellek körlüğümden kaynaklanmıyor. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellek karışıklığı — is., tıp Kelimelerin doğru anlamını hatırlayamamak veya ilk olarak görülen bir şeyi önce gördüğünü sanma duygusuna kapılmak biçiminde beliren bir ruh hastalığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış bellek — is., ği, bl. Bilgisayarın yalnızca giriş çıkış kanallarını kullanarak erişebildiği bellek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç bellek — is., ği, bl. Bilgisayarın giriş çıkış kanalları kullanılmaksızın erişebildiği bellek … Çağatay Osmanlı Sözlük
belleğini yitirmek — bellek kaybına uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rai'N'B fever — Raï n B Fever Raï n B Fever est un collectif de Raï et de RnB. Le nom du collectif est un mélange de ces deux styles. Ce groupe a été initié par le duo de DJ Kore Scalp, devenus en l espace de trois ans les producteurs français de RnB et de Raï… … Wikipédia en Français
Rai'n'B Fever — Raï n B Fever Raï n B Fever est un collectif de Raï et de RnB. Le nom du collectif est un mélange de ces deux styles. Ce groupe a été initié par le duo de DJ Kore Scalp, devenus en l espace de trois ans les producteurs français de RnB et de Raï… … Wikipédia en Français